Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Başkent Öğretmenevinde, medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlığın resmî ve özel yaklaşık 74 bin okulda 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 210 bin öğretmenle toplumun tamamına hitap ettiğini belirtti.
Tekin; öğrencileri, millî kültür ve medeniyetin değerleriyle buluşturarak çağın gerektirdiği becerilerle donatmak için gece gündüz çalıştıklarını, iletişim, teknoloji ve farklı bilgi kaynaklarının hayatın merkezine bu denli oturduğu bir dönemde çok boyutlu bir eğitim iklimi inşa etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
"Geçmiş, bugün ve gelecek arasında sağlam köprüler kurmayı önemsiyoruz"
Sosyolog, felsefeci, yazar ve öğretmen Nurettin Topçu'nun "Bir neslin kurtuluşunu ancak maarifinin yükselmesinde aramak lazımdır." sözünü hatırlatan Tekin, şöyle konuştu:
"Bu doğrultuda Millî Eğitim Bakanlığı olarak motivasyonu yüksek, öz güven sahibi, merak eden, sorgulayan, analiz yapabilen ama aynı zamanda erdemli, merhametli ve vicdanlı gençler yetiştirmek en öncelikli hedefimizdir. Elbette bir taraftan köklerimizle bağımızı güçlendirirken diğer taraftan yeni ufukları hedefleyen bir süreç yönetmeyi ve her alanda geçmiş, bugün ve gelecek arasında sağlam köprüler kurmayı önemsiyoruz. Biliyoruz ki bu sağlamlık, eğitimin niteliğini arttıracaktır. Ülkemiz sahip olduğu değerleri, birikimleri, hedefleri ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla gerçekten büyük bir ülkedir. En kıymetli hazinemiz evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz ise bizi bu hedeflerimize ulaştıracak, eğitim sistemimizin en temel yapı taşı, istikbalimizin mimarlarıdır."
Tekin, göreve geldikten sonra "Öğretmenler Odası Buluşmaları" kapsamında öğretmenlerle bir araya gelmeye başladıklarını anımsatarak öğretmenlerle istişareyi artırmayı önemsediklerini vurguladı.
Bakan Tekin; bu buluşmalar ve paydaşlarla görüşmeler sonrasında "ders çizelgelerinin güncellenmesi, seçmeli ders seçeneklerinin genişletilmesi, özel öğretim kurumlarıyla ilgili ihtiyaçlar, deprem bölgesindeki öğretmenlerin yer değiştirme hakkı, depremzede öğrenciler için LGS'de ilave kontenjan, öğretmenevlerin konaklamayla ilgili talebi, zorunlu hizmet affı, yer değiştirme sürecinde yaşanan tıkanıklıklar" gibi birçok konudaki düzenlemeyi sahadan beslenerek hayata geçirdiklerini kaydetti.
"Eğitim öğretim yılını sorunsuz şekilde başlatacak tedbirlerimizi aldık"
Deprem bölgesindeki öğretmenler, öğrenciler ve okullar konusunda kapsamlı çalışma yaptıklarını ve bir iletişim ağı kurduklarını belirten Tekin, bölgede hâlihazırda çalışan ve yeni atanan 192 bin öğretmenin tamamının telefonla arandığını, barınma ve diğer konulardaki ihtiyaçların karşılandığını söyledi.
Tekin, bölgede yıkılan ya da kullanılamaz durumda yaklaşık 11 bin dersliğin bulunduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çelik yapılarla yaklaşık 60 günde inşa edilebilen derslikler veya okullar inşa ettik. Bu çelik yapılar, aslında betonarme yapılardan kullanım açısından pek de farkı olmayan hatta daha kompakt eğitim yapıları... Hem hızlı yapılıyor hem de en az betonarme binalar kadar kullanım ömrüne sahip. Dolayısıyla şu anda 400 civarında dersliği, çelik yapılarla inşa edip 1 Eylül itibarıyla eğitim öğretime bunlarla başlayacağız. İkincisi, hem üretim imkânı hem bütçe olanakları açısından ikinci bir faz olarak da toplam 4 bine yakın çelik yapı yapmayı planlıyoruz. Onların bir kısmını da şubat ve önümüzdeki eylül ayında yetişecek şekilde planladık. Dolayısıyla 1 Eylül itibarıyla eğitim öğretim yılını sorunsuz bir şekilde başlatacak tedbirlerimizi aldık."
Yusuf Tekin, "Kullanılabilecek durumdaki yaklaşık 45 bin dersliğin onarımı tamamlanmış durumda." dedi.
Deprem bölgesindeki öğrenciler için zorunlu telafi programı
Deprem bölgesindeki öğrencilerin öğrenme kayıplarını gidermek amacıyla yaz aylarında isteğe bağlı telafi programları organize ettiklerini belirten Tekin, "Öğrenci kardeşlerimize istedikleri takdirde telafi imkânını sunduk, bunlara da yoğun bir katılım oldu. Fakat 1 Eylül itibarıyla bunlar tamamlanacak, 11 Eylül tarihi itibarıyla da bölgedeki 11 ilin tamamındaki öğrencilerimize yaklaşık 4 haftalık zorunlu bir telafi eğitim programı başlamış olacak. Bu eğitime katılmak, okullardaki öğrencilerimiz için zorunlu olacak." bilgisini verdi.
Tekin, depremzede öğrencilere LGS yerleştirmeleri kapsamında pozitif ayrımcılık yaptıklarını hatırlatarak "Türkiye'nin her tarafındaki okullarda bu arkadaşlarımız için kontenjan oluşturduk, bunu da bölgedeki arkadaşlarımızın yoğun şekilde kullandığını gördük. Ayrıca LGS yerleştirmeleri bittikten sonra hâlâ bölgedeki öğrencilerimizden başka illere konaklamalı olarak gitmek isteyenler varsa onlar için de pansiyonlu okullarımızın boş kapasitelerini kendileriyle tekrar paylaştık. İsteyen öğrencilerimizle, Türkiye'nin neresinde olursa olsun, pansiyonlarımızda boş yer olan okullarımızı tercih edip oralarda başlayabileceklerini kendileriyle paylaşmış olduk." diye konuştu.
Depremzede öğrencilerin eğitime erişimde problem yaşamaması, kayıtlı oldukları okullara taşınabilmesi için sadece belediye sınırları içinde taşımaya imkân veren yönetmeliğin genişletildiğini kaydeden Bakan Tekin, depremzede öğrencilerin özel öğretim kurumlarından 1 yıl ücretsiz yararlanmalarına ilişkin sürecin de devamının sağlandığını anlattı.
Tekin, "Burada da talep olursa kontenjanları ölçüsünde özel okullar bize bu anlamda destek olacak." ifadesini kullandı.
Öğretmenlerin, Bakanlığa ilettikleri problemlerin çözümü için yaptıkları iyileştirme çalışmalarını anlatan Tekin, yer değiştirme süreciyle ilgili önemli düzenlemeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Tekin; yardımcı kitaplar, seçmeli dersler gibi bazı konularda yaptıkları çalışmayı yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını belirterek, okul terkleriyle ilgili sorunlara yönelik mevzuat değişikliğinin de eğitim öğretim yılı başlamadan yapılacağını bildirdi.
Yusuf Tekin, "Özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğretmen arkadaşlarımızın çok eleştirdikleri hususlar oldu. Bunlardan bir tanesi, özellikle liselerde sınıf tekrarının olmamasının ortaya çıkardığı sorunlardan bahsedildi. Bu zaten bizim de gündemimizdeydi. Dolayısıyla bununla ilgili bir tedbir alacağız. Yeni dönemde sınıf tekrarının mümkün olduğu bir süreç söz konusu olacak." bilgisini paylaştı.
"Açık liseye kaymalarla ilgili bir dizi tedbir alacağız"
Açık öğretime kayıt konusuna da değinen Bakan Tekin, şöyle devam etti:
"Özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen ortaöğretim öğrencilerinin arasında yaygınlaşmaya başlayan, özellikle pandemi ile başlayıp depremle devam eden süreçte açık liseye kaymalar söz konusuydu. Açık liseye kaymalarla ilgili de bir dizi tedbiri önümüzdeki günlerde mevzuat değişiklikleriyle almış olacağız. Bu, bizim için çok önemli. Hem örgün eğitim çağındaki bir gencimizin, yaygın eğitim kurumlarına gitmesini doğru bulmuyoruz hem de açık okullara devam eden bu çocuklarımız özellikle çok sayıda arkadaşımızın eleştirdiği bu merdiven altı izinsiz kurslar üzerinden bir hazırlık sürecine devam ediyor. Bu merdiven altı yapılarla mücadele etmek açısından özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen öğrencilerin açık liseye erişim, açık liseye nakil süreçlerini zorlaştırarak merdiven altı eğitim verdiği iddia edilen yapılarla da mücadele edeceğiz."
Tekin, açık liseye geçişleri zorlaştıracaklarının altını çizerek, Kovid-19 salgını döneminde elektronik ortamda yapılan açık lise sınavlarını eski hâline dönüştürmeyi planladıklarını kaydetti.
"Devamsızlık ve sınıf tekrarı konusunda çok ciddiyiz"
Öğrencilerin devamsızlık durumlarına da değinen Bakan Tekin, "Aynı şekilde devamsızlıkla ilgili ben buradan bir kez daha söyleyeyim, bu konuda önümüzdeki eğitim öğretim yılı sonunda çocuklarımız af ya da benzeri beklenti içinde olmasınlar. Devamsızlık ve sınıf tekrarı konusunda çok ciddiyiz. Şimdiden arkadaşlarımızı uyarmış olalım, sonra bir problemle karşılaşmamak adına." dedi.
Tekin, Cumhuriyet'in 100'üncü yılı dolayısıyla Bakanlık olarak ciddi bir etkinlik takvimi oluşturduklarını ve bu kapsamda illere bir genelge gönderdiklerini söyledi.
Yeni dönemde önem verdikleri konulardan birinin öğretmen yetiştirme süreçleri olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, bu konuyu tepeden tırnağa revize etmek istediklerini belirtti.
Özel okulların servis ve yemek ücretleri
Tekin, özel okulların servis ve yemek ücretleri gibi konularda ilgili derneklerle görüşmeler yaptıklarını aktararak "Ücretlerle ilgili TEFE-TÜFE ilkesini getirdikten sonra özel okullar, derneklerin bize taahhüdü, servis ve yemek ihtiyacıyla ilgili konularda da makul düzeyde yapacaklar. Biz de kendilerini zaten denetleyeceğiz. Bu denetim alanının içinde kalan okullar bizim paydaşımız ama bu denetimin dışına çıkmak isteyen, bize taahhütlerini veya bizim mevzuatımızın dışında yollara tevessül etmek isteyen özel okullara karşı da biliyorsunuz hem özel öğretim kurumlarıyla ilgili yasal düzenlemelerimizde hem de yönetmelik düzeyindeki ikincil mevzuat düzeyimizde cezalandırma mekanizmaları var, idari cezalar uygulayabilecek durumdayız." diye konuştu.
Tekin, meslek liselerinin, mezunlarının kendi alanlarında istihdam edildiği, amacına uygun hizmet veren yapılar olarak yaygınlaştırılacağını belirtti.
Bir soru üzerine hem deprem bölgesinde hem de diğer bölgelerde yıkım ya da güçlendirme kararı verilen okullarla ilgili gerekenin yapılmaya devam ettiğini vurgulayan Tekin, İstanbul'da yeni okul yapılacak arazi bulunmasında güçlük olduğunu, bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının destek sağladığını söyledi.
Yusuf Tekin özel okullarda çalışan öğretmenlerin ücretlerine ilişkin soru üzerine konuyu yakından takip ettiğini aktardı.
Hukuki açıdan özel okullarda çalışan öğretmenlere bir taban aylık belirlenmesinin mümkün olmadığını belirten Tekin, özel okulların bazılarında ücret politikası konusunda sıkıntılar yaşandığını, bunun çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.
"Yeni öğretmen ataması, kuşkusuz, olacak"
Tekin, "atanamayan öğretmenler" konusundaki soruları şöyle yanıtladı:
"Milli Eğitim Bakanı olarak Bakanlık bünyesinde çalışan öğretmen arkadaşlarımızın sayısının artmasını çok arzu ederim ama şimdi burada mevzu politize edilecek bir boyutta değil. 'Bütün atanamayan öğretmenleri atayacağız.' diyen bir siyasetçi ya Türkiye'de rakamlar hakkında bilgi sahibi değil ya da popülizm uğruna insanların kaderleriyle ve gelecekleriyle oynuyor. Şimdi 'Atanamayan bütün öğretmenleri atayacağız.' demek, o gençlerin gelecekleriyle oynamak gibi bir şey. O yüzden ben bu söylemlerden politikacılarımızın kaçınmasını arzu ediyorum.
Bakanlık olarak zaten Sayın Cumhurbaşkanı'mızla sürekli konuşuyoruz. Bakın şu an hâlihazırda Bakanlık sistemindeki öğretmen arkadaşlarımın yaklaşık yüzde 80'ine yakını Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakan ya da cumhurbaşkanı olduğu dönemde atanmış. Yani bu kadar çok öğretmen ataması yapılmışken niye tekrar atama yapılmasıyla ilgili olumsuz bir tavır içerisinde olalım? Öyle bir şey yok, yeni öğretmen ataması kuşkusuz olacak. Biz Bakanlık olarak hassas bir dil kullanmaya çalışıyoruz atanan ya da atanamayan bütün kardeşlerimize, bütün öğretmenlerimize, adaylarımıza, herkese kardeş muamelesi ile yaklaşmaya çaba sarf ediyoruz. Lütfen bunları bu arkadaşlarımız da bu anlamda kaderleriyle oynayacak cümlelerden kaçınsın. Biz de mümkün olduğunca fazla sayıda arkadaşımızı istihdam etmek için çaba göstermeye devam edeceğiz."
Öğretmenlik Meslek Kanunu
Tekin, Anayasa Mahkemesi'nin "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun bazı maddelerini iptal kararı verdiğini hatırlatarak gerekçeli karar kendilerine ulaştığında buna uygun hareket edeceklerini söyledi.
Yusuf Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun, öğretmenlerin talepleri doğrultusunda biraz daha kapsamlı şekilde ele alınabileceğini ifade etti.
Dershanelerin kapatılması sürecinde Anayasa Mahkemesi'nin "Belli alanlarda takviye gereklidir." kararı sonrasında özel öğretim kurslarının ders bazlı kurumsal hizmet sunacak yapılar olarak planlandığını anlatan Tekin, bugün dershane benzeri yapıların yeniden oluştuğu eleştirisine yönelik şunları söyledi:
"ÖSYM'nin üniversite sınavı için soru hazırlama ekibinin içine öğretmen arkadaşlarımızın, yani Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden, ders anlatan öğretmenlerin girmesini sağladık. Dolayısıyla okullarımızı ve kitaplarımızı, yani dershane mücadelesinin bir parçası olarak işlevsel hâle getirdiğimizi söyledik. Şimdi, biraz bu konulara sadece merdiven altı ya da dershanecilik üzerinden bakmamak lazım... Bakanlığın alması gereken tedbirler var, biz o tedbirleri alarak tekrar bu dershaneyle ilgili ihtiyacı ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu yapılarla ilgili polisiye tedbirler ya da yasal tedbirler değil, Bakanlığın kendi içinde alması gereken operasyonel tedbirler olduğuna inanıyorum."