Page 48 - Söz İle Sayı 2
P. 48
VARLIK FELSEFESİ
(ONTOLOJİ)
Felsefe “her şey” üzerine düşünmek olduğu için her şeyin teori-
si demektir bir anlamda. “Her şey” dediğimizde aklımıza gelen
ilk kavram ise “varlık” kavramıdır. Dolayısıyla felsefe ilk olarak
“varlık” üzerine düşünmekle işe başlamıştır ki bu “ilk felsefenin”
başlangıcının tesadüfi değil son derece bilinçli, rasyonel, tutar-
lı ve isabetli bir girişim olduğunu gösterir. Bu tavır, bugün dahi
en uygun başlangıç tercihi olarak kabul edildiğine göre; felsefeyi
başlatan Antik Yunan düşünürlerinin dönemlerine göre ne kadar
ileri bir seviyede oldukları ve ne kadar ileri görüşlü oldukları su
götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Bu başlangıç, “var-
lık” üzerine kuramsal düşünmeden “varlık”ın sistemli, yöntemli
ve deneysel araştırması olan bilimi de kendi içinden çıkarmıştır.
Thales’le başlayan “varlık”ın ana maddesi (arkhe), özü, ilk ne-
deni ve ilkeleri nelerdir, sorusu yine Thales ve ardılları olan İlk
Çağ Antik Yunan düşünürleri (Thales: su, Anaximondros: apeiron,
Anaximenes: hava, Pythagoras: sayı, Demokritos: atom, Herakle-
itos: ateş, Empodokles: 4 element ) tarafından doğadan elde edi-
len doğal gözlem sonuçlarının akıl ile yorumlanması biçiminde
ilk felsefi harekete yol açtığı için bu döneme “ doğa felsefesi”,
bu dönemin düşünürlerine de “doğa filozofları” denir. Dolayısıyla
varlık felsefesinin ilk dönemi “doğa felsefesi” olarak adlandırılır.
İlk dönemin bitişi ile beraber Sokrates, Platon ve Aristo üçlüsü-
nün en etkili ismi olan son düşünür yani Aristo, doğa felsefesi-
nin yetersizliği üzerine, görülebilen her şeyden daha büyük bir
gücün, varlığın “ilk nedeni” olabileceğine ilişkin düşünceleri ile
bizi gözlenebilen dünyanın ötesine götürür ki bu felsefeye, onun
öğrencisi Andronikos -yine onun eserlerini kütüphanesinde tasnif
ederken fiziksel alemin dışında olan “ilk neden” ile ilgili eserlerini
fiziksel âlem ile ilgili eserlerinin ötesine koymak suretiyle- “meta-
fizik” adını vermiştir. “Meta” kelimesi Yunanca “ötesi” ve “fizik”
kelimesi de “maddi varlık” ya da “doğa” anlamındadır. Hristiyan-
lığın da kendini savunabilmek ve anlatabilmek maksadıyla sıkı sı-
kıya sarıldığı bu felsefi dayanak, Orta Çağ boyunca etkili olmuş ve
Avrupa’nın tam on üç yüzyılına hâkim olan düşünce olarak kayda
geçmiştir. Böylece varlık felsefesinin ikinci dönemi “metafiziktir”
diyebiliriz.
Varlık Felsefesi ile Başlayan Akla Dayalı Araştırmalar, F. Bacon, Ga-
lileo,
J. Locke, D. Hume, İ.Kant, A. Comte ve C. Bernard gibi isimler-
le şaha kalkan deneysel doğa bilimi anlayışının felsefe üzerinde
de etkili olması gerçeğini ortaya çıkarmıştır ki bu sayede varlık
araştırmaları bilimsel bir yaklaşıma evrilmiştir. Bu zihinsel dönü-
şüm süreci içinde felsefi tavır da ihmal edilmeyerek, fiziksel var-
lığı açıklamada bilimden faydalanma yönelimi metafiziği de terk
etmeyerek düşüncenin görünen varlığı aşan kısmını da işin içine
katacak şekilde (metafiziği de içine alacak şekilde) “ontoloji” adı-
nı almıştır. Ontoloji yani “varlık bilim” varlığı hem maddi-fiziksel
hem de fizikötesi yönü ile ele aldığı için metafiziği de kapsayan
bilimsel bir felsefedir diyebiliriz. Dolayısıyla varlık felsefesinin
üçüncü dönemi “ontoloji”dir.
41